Bir an
Uzun zaman olmuştu. Çoktandır
görmüyordum. Özlemiştim. Sana söylememiştim. Zaten sana değil kendime
yediremiyordum ben. Çünkü olmamalıydı, ben seni özlememeliydim. Seni
görmemeliydim. Çünkü yine gözünde düşüp bir anda her şeyi unutup seni
öperken her şeyi unutacaktım. Unutmamalıydım.
Konuşmalarımızı okumamalı, resimlerimize bakıp ağlamamalıydım. Beraberken giydiğim giysilerin hepsini çıkarıp seni kokladıktan sonra anneme asla yıkamaması gerektiğini söylememeliydim.
Ama yapamadım. Sana hep “iyiyim” dedim. İnanmadın. İnanma zaten, yalandı. Belki sen de biliyordun, neyse.
İlk gördüğümde sana sıkıca sarılıp hiç bırakmamak geldi içimden.
Yapamadım. Yavaşça yürüdüm yanına. Koşamadım.. çünkü koşmamalıydım. Bana
göre doğru olan oydu. İşte orda gururum hareket etti, aslında ben
değildim. Hep bu gurur yüzünden zaten, bana kızma sevgilim. Yanına
yaklaştığımda beklemediğim hareketi yaptın, sarıldın. Şaşırmıştım.
Ellerin boynumda, benim ellerimse belindeydi. Özlemiştim. Yine yavaşça
boynuna doğru yasladım başımı ve özlediğim kokuyu, gecelerce ağlayarak
hatırlamaya çalıştığım kokunu aldım. Değiştin demiştim. Ama her şeyin
aynıydı sadece biraz daha güzeldin.
Sesin kulaklarımda, kokun
burnumda, ellerim vücudundaydı. Daha güzelini yaşamamıştım. Ne öpüşmek,
ne sevişmek. Belki de hayatım boyunca bu anda böyle kalabilirdim. Ta ki
bir anda birbirimizi bırakıp oturmasaydık eğer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder